ABD’nin Afganistan’dan geri çekilmesiyle birlikte ABD’nin yaklaşık 20 yıldır eğittiği ve donattığı Afgan ordusu, Taliban karşısında büyük bir çöküş yaşadı. Geri çekilme ve buna bağlı olarak Afgan ordusunun çöküşü sonrası ülkenin kontrolü, Taliban güçlerinin eline geçti. New York Times, bu geri çekilmenin arka planına dair yeni bilgilere yer verdiği bir makale yayınladı.
ABD’nin üst düzey ulusal güvenlik yetkilileri, ABD’nin Afganistan’dan geri çekilmesine dair 24 Nisan’da Pentagon’da gizli bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıya Savunma Bakanı Austin, Genelkurmay Başkanı Milley, Dışişleri Bakanı Blinken ve üst düzey Beyaz Saray yetkilileri ile istihbarat görevlileri katıldı.
Pentagon yetkilileri, Afganistan’daki 3,500 askeri 4 Temmuz’a kadar çekebileceklerini ve Bagram hava üssünü kapatabileceklerini belirtti.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, 650 askerin geride kalacak olan 1,400 ABD vatandaşını koruyabileceğini ve böylece Kabil’deki elçiliği açık tutmaya devam edebileceklerini söylediler.
Toplantıda sunulan bir istihbarat raporunda, Afgan ordusunun Taliban’a karşı bir ila iki yıl direnebileceği belirtiliyordu. Toplantıda olası bir tahliye operasyonundan da kısaca bahsedildi ancak kimse, havalimanının Taliban tarafından ele geçirilmesi durumunda neler yapılacağına değinmedi ve düşünmedi. Toplantı grubu, kararların “iyi bir plan” olduğu sonucuna vardı.
Zamanın kendi taraflarında olduğunu düşünen Biden yönetimi yetkilileri, Afgan ordusunun savaşma isteğini gözünde büyüttü ve ABD’nin geri çekilmesinin Afgan ordusunda neden olacağı özgüven kaybını hafife aldı.
Beyaz Saray yetkililerinin elçilik güvenliği ve olası tahliyelere dair 50’den fazla görüşme yapıldığını belirtmesine rağmen tüm bu planlar, Taliban’ın Kabil’i birkaç gün içerisinde ele geçirmesiyle boşa çıktı.
New York Times, makalesinde Biden ve Gani arasındaki görüşmeye de yer verdi ve görüşmenin gergin bir atmosferde geçtiğini belirtti. ABD Başkanı Biden, 25 Haziran’da Afganistan Cumhurbaşkanı Gani ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. Gazetecilerin odadan gönderilmesi sonrası ikili arasındaki gerilim ortaya çıktı.
Biden’ın “dik başlı ve kibirli” olduğunu düşündüğü Gani, üç istekte bulundu;
Gani, ABD’ye yardım eden Afganlara vize verilmesi konusunda “tutumlu” olunmasını, bu kişilerin ülkeden çıkarılmasının göze çarpmamasını ve Taliban’a ABD hava saldırılarının devam etmesini istedi. Gani, Biden yönetiminin Gani hükümetine güven duymadığı algısının oluşmaması için ülkeden çıkan Afganların göze batmadan çıkmasını da istiyordu.
Biden ise Gani’den askerlerin geniş alana yayılmamasını, sadece kilit noktaların korunmasını ve her yerde savaşılmamasını istedi, ancak Gani bu tavsiyeyi dinlemedi ve söyleneni yapmadı.
12 Ağustos gecesinde Kandahar ve Gazne, Taliban kontrolüne giriyordu. Ulusal güvenlik yetkilileri sabah 4’te acil bir toplantı için bir araya geldi. Toplantıya katılan bir kişinin ifadesine göre toplantı katılımcıları toplantının bir noktasında birbirlerine bakıp “Kabil’den çıkma vakti” geldi kararını verdi.
ABD Savunma Bakanı Austin, “72 saate daha ihtiyacımız var” diyen ABD’nin Kabil büyükelçisi vekili Ross Wilson’a “Hemen çıkmalısınız” cevabını verdi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Kabil düşmeden hemen önce Eşref Gani ile görüştü.
ABD’li yetkililer, Gani’nin Afganistan’ı “sonuna kadar savunacağını” söylediğini, ancak aslında çoktan kaçma planları yapmaya başladığını ve Gani’nin ülkeyi terk ettiğini haberlerden öğrendiklerini söyledi.