Kış aylarının yaklaşması ile birlikte Avrupa’da yaşanan gaz krizi, Avrupa Birliği içerisinde en önemli tartışma konularından biri haline geldi. Beş AB ülkesi yayınladıkları bir ortak açıklama ile daha fazla enerji bağımsızlığı ve Avrupa enerji piyasasına dair soruşturma talep etti.
Avrupa, son aylarda ciddi bir gaz krizi ile karşı karşıya. Artan gaz fiyatları ve bununla bağlantılı olarak yüksek elektrik fiyatları, Avrupa’yı büyük bir soruna sürüklüyor. Slovenya’da bir araya gelen ve gündemdeki konulara değinen AB liderleri, toplantılarında gaz krizine de yer verdi,
İspanya, Yunanistan, Romanya, Çekya ve Fransa, toplantı sonrası yayınladıkları bir ortak açıklama ile Avrupa’daki gaz krizinin “haneler ve şirketler için kayda değer ve giderek artan bir yük” olduğunu belirtti.
Beş maddeden oluşan ve gaz krizi kapsamında öneriler içeren ortak açıklama, Avrupa ülkelerinin bu soruna karşı ortak bir yaklaşım sergilemesini ve ulusal stratejileri daha iyi koordine etmesini talep ediyor.
Avrupa enerji piyasasına dair soruşturma yapılarak mevcut anlaşmaların neden yetersiz olduğunun belirlenmesi de yapılan öneriler arasında. Bunun yanı sıra elektrik piyasasında reformların yapılması ve böylece müşterinin ödedeği fiyat ile enerji üretiminin ortalama fiyatı arasında daha iyi bir bağlantı sağlanması çağrısı yapıldı.
Ortak açıklamanın dikkat çektiği en önemli konulardan biri, Avrupa’nın gaz ihracatı yapan ülkelerden daha bağımsız olması ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi. Açıklama, rüzgar ve güneş enerjisi gibi çevre dostu enerjiler ile kaynakların çeşitlendirilmesini talep ediyor.
Uzmanlar, küresel olarak artan gaz fiyatlarından Rusya’nın sevkiyatları azaltmasının yanı sıra Çin ve Brezilya’da yaşanan kuraklıkları sorumlu tutuyor. Buna göre kuraklıkla boğuşan bu ülkeler, hidroelektrik santrallerin bu dönemde yetersiz kalması nedeniyle alternatif olarak gaz enerjisine başvurdu. Bu noktada aslan payı ise Çin’e gitti. ABD merkezli CSIS enstitüsüne göre Çin, 2021 yılında üretilen gazın yüzde 80’ini satın aldı.
Ancak Avrupa özelinde Rusya’nın sevkiyatları azaltması çok daha etkili bir konumda. Alman medyasından BILD’in haberine göre Rusya, Eylül ayından bu yana Avrupa’ya gaz sevkiyatlarını bir kez daha yüzde 24 oranında düşürdü. Uzmanlar, Rusya’nın AB’yi baskı altına almak ve böylece Kuzey Akımı-2 projesini faaliyete geçmesini sağlamak istediğini ifade ediyor.
Almanya Şansölyesi Merkel, Slovenya’daki toplantı sonrası Rusya’nın gaz sevkiyatlarını hedefli şekilde azalttığına dair belirti olmadığını ifade etti ve piyasayı gözlemlemeye devam edeceklerini dile getirdi. “Asıl soru, şu an yeterince sipariş mi verilmediği, yoksa yüksek fiyatlar nedeniyle siparişlerin sınırlandığı mı” diyen Merkel, konuyu Putin ile de görüştüğünü söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise Gazprom’un yurtdışına gaz sevkiyatı taleplerini hiçbir zaman geri çevirmediğini belirterek, “Rusya güvenilir bir tedarikçidir” dedi.