Japon medyasından Nikkei Asia, “Yükselen iddialı Türkiye, Washington için zor seçimlere neden oluyor” başlığı ile yayınladığı makalesinde başta Bayraktar TB2 olmak üzere Türk İHA’larının yarattığı etkiyi ele aldı ve “Washington, Türk nüfuzunu görmezden gelemez” mesajı verdi.
Makalede şu ifadeler yer aldı;
▪️ “İHA ağırlıklı savaşlar, Washington’un Türk nüfuzunu görmezden gelmesini imkansız kılıyor.”
▪️ “Hem Ankara tarafından kullanılan hem de müttefiklere sağlanan Türk İHA’ları, bölgesel çatışmaların sonucunu değiştirdi ve dünya çapında askeri uzmanların dikkatini çekti.”
▪️ “Bazı askeri uzmanlar, bu durumu askeri meselelerde bir devrim olarak nitelendiriyor.”
▪️ “Türkiye’nin yeni askeri nüfuzu ve bu nüfuzu kullanma isteği, Washington’da endişelere neden oldu.”
▪️ “Kongre üyeleri, Başkan Biden’dan Türkiye’nin eylemlerini dizginlemesini istedi.”
Öte yandan makalede ABD’li jeopolitik uzmanı ve ABD Dışişleri Bakanlığı eski çalışanı Richard Outzen’in bu hususa dair sözlerine de yer verildi. Outzen, Türkiye’nin geniş bir bölgede hesaba katılması gereken bir güç olduğunu ve bu bölgelere müdahalede etme iradesine sahip olduğunu vurguladı;
▪️ “Erişim, araç gereç, entegrasyon, tecrübe ve iradeden oluşan karışım, Türkiye’nin yakın çevresinde faaliyet göstermesini mümkün kıldı ve bu, jeopolitik bir oy vermeye eşdeğer.”
▪️ “Türkiye, ekonomik ve askeri güçten ziyade faaliyete geçme kabiliyetine sahip bir güç.”
▪️ “Türkiye, Güney ve Doğu Avrupa’da, Kuzey Afrika’da, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkasya’da ve hatta Orta Asya’da dikkate alınması gereken büyük bir güç, zirâ sert güç sergileme kabiliyetini gösterdi.”
▪️ “Eğer Türkiye ile daha fazla işbirliği yapıp kazan-kazan durumlarını artırmazsak, o zaman Türkiye’nin kendine yönelik riski düşürme eylemlerini artırırız.”
▪️ “Bunlardan biri Rusya, Çin ve İran gibi ülkelerle yakınlaşma, ki bunu gerçekten istemeyiz.”
▪️ “Türkiye için bir diğer ihtimal savunma sanayiinde kendine yeten bir ülke olmak ve bunu yapıyorlar.”
▪️ “Yine bir diğer ihtimal ise bağımsız bir diplomatik ağ kurmak, ki bunu da yapıyorlar.”
